Vegan beslenme hayatıma nasıl girdi?
- Tuğba Erdin

- 11 Haz 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 12 Haz 2020

Şimdi dönüp baktığımda ilk adım ne oldu deseniz, ilk adım 2016 yılında gittiğim bir doktor kontrolüydü sanırım. Yoğun bağırsak şikayetlerim vardı her günüm tatsız geçiyordu, yapılan tetikler sonucu laktoz intoleransı olduğunu ve süt ve ürünlerini kesmemi söyledi doktor. Süt bir yana ama peynir ve yoğurdu mu keseceğim diye geçiştirdim ilk başta bu düşünceyi, ama benim huyumdur aklıma birşey düşmeye görsün. Yavaş yavaş kendimi bu adımlara doğru hazırlamaya başladım. Sütü, bitkisel süt ile değiştirmek benim için kolay bir adımdı. Ancak peynir ve yoğurt ilk engelimdi ve aşmaya gönül vermiştim ama bedenimden önce zihnimi hazırlamam icin zamana ihtiyacım vardı. Bu sırada kendimi çok düzenli fiziksel aktivite ve besin araştırması yaparken buldum. Sanırım hayatımda ilk defa gerçekten kendi bedenim için ne iyiyse onu yapmaya niyetlendim. Macro-micro oranı dengeli bir beslenmeye geçerek beslenme konusunda uzun araştırmalar yapıp zamanımı daha fazla öğrenmeye adamaya başladım. O zamanlar beslenme tarzım bol protein ve zengin yağlardan oluşuyordu. Proteinimi genelde en çok sevdiğim deniz mahsüllerinden almaya özen gösteriyordum. Bir Amerika seyahatimde oranın market zincirlerinden birinde somon balığının çeşitlerini ve renklerinin farkını görmek ve ülkemizde oradaki gibi seçenek özgürlüklerinin olmamasıda beni daha fazla araştırmaya itti.. Zaten uzun bir süredir kahvaltımı smoothie olarak sebzelerden tüketiyordum, yaklaşık 5-6 senedir de bu şekilde devam ediyorum. Hayatımdan kırmızı eti ve tavuğu büyük oranda çıkarıp yerine hindi ve balık koymuştum, bol sebzeli tabi. Bu iş bence sonsuz bir çukur. Bir kere elimi attım ve sonrası çorap söküğü gibi kendiliğinden gelişti. Sonraki süreçte bir kaç belgesel daha fazla sorgulamama sebep oldu. Bir nevi bildiklerimi artık bilmemezlik edemez, görmezden gelemezdim. Ve hayvansal ürünü tamamen bırakıyorum dedim. Sorgulamama sebep olan şey ise sadece yediklerimle, alışkanlıklarımla yaşadığım dünyayı farkındasız bir şekilde yok ettiğimdi, o farkındasızlık benim için o an artık son bulmuştu. Artık veganım dediğimde hergün sağdan soldan bilgi toplamaya devam ettim. Araştırmamı maksimumda yaptım ve hala yapıyorum. Benim için en önemli şey yoğun fiziksel aktivite yapan biri olarak yaşadığım evrene sevgi gösterme niyetiyle adım attığım bu yeni hayat tarzına bağlı kalırken bir yandanda bedenimi hırpalamamaktı. Dediğim gibi adımı attığınızda hayat başka akıyor, önemli olan her zaman ilk adım ve kendi içindeki güce inanmak bence.
Aslında bunca yıl bana öğretilen bilginin, ki bilgi bile değil, ezbere ve alışkanlıklar üzerine kurulu olduğunu gördüm. Sanırım yapabileceklerim varken 'yapamamların' arkasına sığınmak bana uygun değildi.. "Vegan olmak" o günlerden bugüne çok farklı şekillendi benim için. Küresel ısınma sebebiyle adım attığım bu değişim, yoganında temellerimi sarsması ile çok daha içsel bir yolculuk, bambaşka bir hayat tarzına dönüştü. Bu kısmıda bir sonraki yazıma kalsın.
Sevgilerimle...




Yorumlar